Eski sevgili, eski arkadaşlar, eski okullar. Hayatta bir şeyler hep eskiyor ve eskidikçe değerleniyor. Değiştikçe, değişmek istemiyor insan. Bu her ne kadar saçma gelse de öyle. Ve bir karar alıyorum. Hayatımın bölümlerini fotoğraflamak gibi. Çünkü eskiye dönemezsin, ama eskiyle ilgili hatıraları görebilir, hatırlayabilirsin.
Sonra fotoğraflara bakıyorsun. Bakıyor, bakıyorsun. Eskilere dokunmaya çalışıyorsun.O sırada bir fotoğraf ilişiyor gözüne. O ve sen. Ve onu, yani eski sevgiliyi ne kadar çok özlediğini anlıyorsun. Kalbinde bir yer acıyor böyle. Boğazın düğümleniyor ve anlam veremiyorsun. Sonra mırıldanıyorsun. Hiç olmayacağını bile bile böyle bir olayın, bu şarkıyı mırıldanıyorsun.
"Hadi kalk gel bul bi bahane,
Birazcık heves biraz cesaret."
Gözlerin dolmaya başlıyor yavaş yavaş. Ağlamaklı oluyorsun, o boğazındaki düğüm iyice çözülmez bir hal alıyor. Sonra devam ediyorsun.
"İlk günkü gibi duruyor hala,
Kalbin ömürlük bende emanet."
Ağlamaya başlıyorsun. Nedensiz. O günleri hatırlayıp birazcık gülümseme olsa da yüzünde, bir daha yaşanamayacağı hissi içini delip geçiyor ve bu daha ağır bastığı için ağlıyorsun. Ağlıyorsun..
Ömrünün sonuna kadar unutamayacağını, kendine bir kez daha hatırlatıyorsun. Lanet ediyorsun olana bitene. Ne yaparsan yap, siktir edemiyorsun. Unutamıyorsun tabi. Sadece alışıyorsun zamanla biraz daha.
Ve en sonunda bir şeyi daha hatırlaman gerekiyor. Ne olursa olsun, hayat devam ediyor.
Ve malesef bir şeyler eskidikçe daha da eskiyor, bir şeyler eskidikçe hayat senden eksiliyor...
Yonca Lodi - Emanet